SosyalİK

Çok değil bundan yaklaşık beş yıl öncesine kadar telefonlarımızdaki veya sosyal ortamlardaki fotoğraflarımız genellikle eski tarz yani boy aynasında kendimizi nasıl görüyorsak, aile albümünde nasıl sırayla dizilmiş isek onun gibiydi. Belki de bir çoğumuzun fotoğraf merakı bile yoktu. Ne değişti de bilinç altımız bizi fotoğraf çekmeye ve paylaşmaya zorladı?

 

Yaptığımız her aktiviteden sonra bunu kanıtlama gereği duyar ve sosyal medya hesaplarımızdan arkadaş çevremize adeta gözdağı veririz. Bunun bir aşaması da enteresan bir şekilde yemeklerimizi yemeden önce fotoğraflayıp o an da paylaşımda bulunmak. Son zamanlarda bu tarz paylaşımlar sıradan, hatta paylaşmamanın eksiklik hissettirdiği hepimizin yaşadığı bir durumdur. Bu davranışın altında ne yatıyor henüz net olarak tanımlanmış değil fakat çıkan sonuçlardan bir tanesi de ‘’ben bu yemeği yiyorum haberiniz olsun’’ gibi söylemlerden olduğunu düşünmekteyim.

 

Yemek fotoğrafı paylaşımının yanı sıra artık sosyal anlamla sınırlı kalmıyor, iş dünyamızı da içine almaktan çekinmiyor, buna izin veriyor süslü paylaşımlar ile bilgiyi ve zekayı itibarsızlaştırıp sadece sosyal medyada nasıl göründüğünü önemsiyor ona göre itibar kazanıyoruz. Yeni nesil paylaşım kültürü hem iş hayatında hem de sosyal yaşantımızda çığ gibi büyüyerek nerede ne zaman ne yaptığımız anında sosyal medya hesaplarımızda yerini alıyor hızla tüketildikten sonra sosyal medya çöplüğüne bir ölü paylaşım daha ekleniyor. Bu davranışlarımızın genel olarak tanımlanma şekli ise sosyalleşme ya da sosyalik gibi terimler ile uyarlanıyor. (sosyalik kelimesini TDK da aramayın ben uydurdum)

 

Sosyalleşme yani bana göre yeni adıyla ‘sosyalik’ deyince aklımıza teknoloji çağında olmamızın etkisiyle genelde başta sosyal medya olmak üzere diğer internet ortamlarında vakit geçirmek anlamına geldiğini düşünüyoruz. Tabi sosyal medyadan önce sosyalleşmek deyince çok farklı anlamların aklımıza geldiğini hayal ediyor gibisiniz. Artık fotoğraf paylaşmanın bir tık ötesinde yeni teknolojik gelişmelerden kaynaklı yeni bir kültür ortaya çıktı. (Kültür: insan eliyle oluşturulmuş yapay ve kurallara uyulması için düzenlenen kurallar bütünü)

İşte son yılların efsanesi selfie kültürü ile tanışan, yediden yetmişe dünya çapında global bir iletişim ile yayılan yeni bir sosyal fotoğraf hapishanemizi yarattık. Öyle bir ortam oluştu ki bu selfie hapishanemizin gardiyanları yok, gardiyanlar bizzat elimizde tuttuğumuz telefonlarımız, nerde ne zaman ne yapmamız gerektiğini beynimizin yerine Android ya da IOS düşünür bize söyler ve biz sadece uygularız!

İş hayatında da durum pek farklı değil, bakınız;

Son zamanlarda sizlerin de dikkatini çekmiştir eminim, nitelikli niteliksiz azıcık ucundan iş hayatına tutunan insan kaynakları profesyonelleri ya da eğitim meraklısı birtakım gruplar türedi. Bilgisi olsun olmasın bir eğitim! düzenleniyor eğitim vermeye meraklı arkadaş powerpoint sunumuyla iki kelime ediyor, birkaç tane sosyal medya da paylaşılmak üzere selfie’ler çekiliyor, daha sonra ‘çok verimli bir eğitimdi’ etiketi yapıştırılıyor, yüzlerce tweet ve birkaç hashtag #ik #eğitim #hardworking, sosyal medya da check-in ve işlem tamam. Tebrikler artık başarılı bir eğitimcisiniz 🙂

Selfie

Her ne kadar donanımlı görünmek istesek de sadece selfie bize bir şey kazandırmaz temelinin dolu dolu, bilgi yüklü ve arka planının yoğun bir çalışmadan geçmesi gerektiğini unutmayalım. Bir adım geri gittiğimiz de kocaman bir boşluk değil bilgi deposu bulalım.

Umarım görünüşün değil bilginin, selfie’nin değil içeriğin önemli olduğu bir dünyaya merhaba diyebiliriz.

Sevgilerimle..

 

 

 

 

 

SosyalİK” üzerine bir yorum

Yorum bırakın